Aforizma / Bursa Şehir Gazetesi / 2013

2022-02-03 21:49:37

AFORİZMA

 

Aforizma; farklı konulardaki düşünceler, kesinlik ifadesi ile bilinmesi gereken kural ve özellikler, çok kısa cümlelerle ahenk oluşturarak bir çeşit anlatımla sunulan özdeyiştir. Kelimenin kökeni Batı’ya has olmakla beraber, Latince’deki Aphorismus sözcüğünden gelmektedir. İçerik ve düşünce olarak Felsefe’ye dayanır. Aforizmaları ortaya koyan yazar, başkalarının kabulünü pek beklemez ve dolayısı ile subjektif bir görüş kanaatini ortaya koyar. Her ne kadar böyle olsa da, yazarın dünyasında bu, objektif bir düşüncedir.

 

Bizim toplumumuzda daha çok, özdeyiş yahut özlü sözler olarak bilinir ve çoğu sözlerin, yaşanmışlıktan ortaya çıkarak bir tür nasihat biçimini aldığı da söylenebilir. Bu anlamda kendi kaleme aldığım aforizmalarımı özde(gürle)yiş olarak izafetlendiriyorum. Çünkü kelimelerin anlamı ona yüklediğimiz hâl ile vucut buluyor. Hareket eden her şeyin öncesi, sonraki ve ân’ındaki durumu ÖZ’ünü anlatır bizlere. Aforizmaları oluşturan insanların da bu düşünceleri başka türlü anlatılamaz. Neden yazar ve neden düşünürler ve sözleri neden bıçak gibi keskindir. Bunların yazılması için sadece yaşamış olmak gerekmiyor elbette. Yeri geldiğinde küçük bir olayı farklı açılardan değerlendirir ve sayfalarca yazılacak olan metinleri iki cümleyle de anlatabilirler. Toplum içerisinde yıllarca dillendirilerek bir çok anlatımlarda nasihat hâlini alır. Çünkü konular bazen çok konuşarak sonuçlanmaz. Ve kısa bir aforizmanın etkisi kendisini sosyal hayatın içerisinde ân be ân gösterir. Dikkat edersek son zamanlarda da filimlerde çok kullanılır. Bir bakıma tek sebebi, aforizmaların gücü diyebiliriz.

 

Hat Sanatı veya Kaligrafi Sanatında genelde kullanmakta olduğumuz bir ifade vardır. İyi bir yazı yazmak, bileğimizin melekeleşmesi ile sağlanır. Bunu oluşturmak ise, saatlerce çizgi egzersizleri yapmak ile mümkündür. Ve sonrasında düşünce yelpazemizin genişliği ile ortaya sanatsal eserler çıkar. Düşünmek de öyledir. Hayretler içerisinde çokça tefekkür etmek zihnimizi geliştirir ve bir takım düşünce yeteneğimizi ortaya koyar. Merak, hayret, korku, sevinç, hüzün, mutluluk ve ızdıraplarımız, her biri düşüncemizi etkileyen faktörlerdir. Aforizmaları detaylıca incelediğimizde tüm bu duygularımız da karşımıza çıkar. Ya öfke doludur yahut öfkeyi dindiren serin bir su ferahlığındadır. Cümlelerin izahı nasıl olursa olsun, muhakkak hislerimize tercüman olur, ya acıtan ya da acıyan yaramızı dindiren kelimedir artık onlar.

......................................

Özde(gürle)yişler

 

Hayatının gidişatından memnun değilsen, dön de bir bak, nereye dayanmışsın.

Harfler, kelimeler ve kitaplar; diz çöktürür insana.

Mesele şu ki; yorgun insanlar, baktıkça dinlenecek yüz(ü) görmek isterler.

Kaş yapayım derken göz çıkarsa, aş yapayım derken, öz’ den çıkar.

Bir tablo düşünün ki içi boş. Dışındakiler herkestir. İçindekiler ise, herkesin dışındakilerdir.

Ey akıl! Akıllıya akılla, gönüle gönülle davran. Ey gönül! Sana sözüm yok, bildiğini okursun.

İnsan şu fani dünyada sevgi sözcüklerini hissetmeye aç bir yolcudur.

Kokusunu hissettirmiyorsa, bahçevanın ömrü çiçekten önce solar.

Nikâhtaki keramet, kelebek kanadındaki merhamete benzer.

Bir insanın hayatındaki yeriniz ne kadar ise / Ne az ne çok; ancak o kadarını verebilir size.

Büyük konuşma(k), küçük harflerden ol(uş)ur.

Sevgi(li)ye hamallık, iki ömre berekettir.

 

Yazı Yolcusu

Bursa Şehir Gazetesi

24 Eylül–1 Ekim 2013

.